TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

2021 EDEBİYAT (YKS)

2021 EDEBİYAT(YKS)

Sen olasan diyü yir yir asılup âyineler

Gelene gidene eyler nazarı döne döne

7. Bu beyit için aşağıdakilerin hangisi söylenemez?

A) Sen zamiriyle sevgili kastedilmiştir.

B) Aynalar sevgiliye âşık kişiler olarak düşünülmüştür.

C) Aynaların dizi dizi asılması güzel bir nedene bağlanmıştır.

D) Âşığın ızdırabının aynalara yansıması tasvir edilmiştir.

E) Ahengi sağlamak için bazı ifadeler tekrar edilmiştir.

CEVAP: D

 

8. Aşağıdaki beyitlerin hangisi ayraç içinde verilen ifadeyi örneklemez?

A) Yok sende kanâat gözün aç olduğu oldur

Rızkın erişir yoksa eğer subh eğer şâm (var olanla yetinmeme)

 

B) Bir nâ-halefi cübbe vü destâr ile görsen

Eylersin anın cübbe vü destârına ikrâm (dış görünüşe önem verme)

 

C) Yazık sana kim eyleyesin hırs u tama'dan

Bir habbe için kendini âlemlere bed-nâm (küçük duruma düşme)

 

D) Gör zahidi kim sâhib-i irşâd olayın der

Dün mektebe vardı bugün üstâd olayın der (haddini bilmeme)

 

E) Hâlin kime açsan sana der hikmeti vardır

Öldürdü bizi âh bilinmez mi bu hikmet (bilgisiyle övünme)

CEVAP: E

 

I.

Siz “Lim derdiniz” bana, “bir gülümsememe ne verirsin?”

“Canımı” derdim.

“Hayır” diye itiraz ederdiniz, “o zaten benim!”

II.

Âşık oldur kim kılur cânnı fedâ cânânına

Meyl-i cânân itmesün her kim ki kıymaz cânına

 

9) Aşağıdakilerin hangisi farklı edebî dönemlerden alınmış bu şiir parçalarının ortak özelliğidir?

A)Tema               B) Dil ve üslup                   C)Kafiye düzeni              
D) Nazım birimi                E)Ölçü

CEVAP: A

 

Bu dünyaya sanki vefa gelmemiş

Gelmişse de bir kimsede kalmamış

Kim var ki dostundan cefa görmemiş

Cihanda bir söze duran mı kaldı

10. Bu dörtlükle ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?

A) 11’li hece ölçüsüyle yazıldığı

B) Satirik şiire örnek olduğu

C) Düz kafiye düzeninde olduğu

D) Teşbih sanatından yararlanıldığı

E) Redife yer verildiği

CEVAP: D

 

I. Ayrılır dosta gider

II. Sağ gelen hasta gider

III.Su gelir deste gider

IV.Gurbet yansın yıkılsın

11. Mâni nazım şeklinin biçim ve içerik özellikleri dikkate alınarak bir mâni oluşturulmak istense bu dizelerin sıralaması aşağıdakilerin hangisi olur?

A) I - II - IV - III                  B) I - III - II - IV

C) III - I - IV – II                 D) III - II - I - IV

E) IV - II - I - III

CEVAP: C

 

(I) Karagöz ve orta oyunu geleneksel Türk tiyatrosunun belli başlı türlerindendir. (II) Bunlar, önceden yazılmış ve ezberlenmiş metinlere dayanmaktan ziyade gösteriyi ön plana alır. (III) Orta oyununda asıl konunun işlendiği bölüme “fasıl” adı verilirken Karagöz’de bu bölümün adı “muhavere”dir. (IV) Zaman zaman her iki oyuna da müzik eşlik eder. (V) Kişiler açısından bir karşılaştırma yapılırsa Karagöz’deki Hacivat’ın orta oyunundaki karşılığı Pişekâr, Karagöz’ün karşılığı ise Kavuklu’dur.

12. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A)     I             B) II                       C) III                      D) IV                   E)V

CEVAP: C

 
Türk kültür tarihinin sözlü ve yazılı kaynaklarından bir bölümünü de masallar oluşturmaktadır. Bu masallardan bazıları eski Türk metinlerinden veya başka dillerden günümüz Türkçesine çevrilmiştir. Bu çerçevede Türk edebiyatında Uygur Dönemi eseri olan ---- masal özelliği gösteren ilk serlerdendir. Arap ve İran kaynaklı ---- adlı eser ise Türk edebiyatının farklı dönemlerinde birçok şair ve yazara ilham vermiştir.

13. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Kalyanamkara ve Papamkara - Binbir Gece Masalları

B) Kelile ve Dimne - Billur Köşk

C) Kalyanamkara ve Papamkara - Pançatantra

D) Kelile ve Dimne - Pançatantra

E) Billur Köşk - Binbir Gece Masalları

CEVAP: A

 

 Ey serv-i sehi sen geleli seyr ile bağa

Baş çekmedi ar’ar

Çok ali-nesebler özünü saldı ayağa

Kul böldü sanavber

14. Biçim ve içerik özellikleri dikkate alındığında bu şiirin nazım şeklinin aşağıdakilerden hangisi olduğu söylenebilir?

A)     Müstezat                           B) Kıt’a                                 C) Şarkı                D) Terkibibent                  E) Rubai

CEVAP: A

 

Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid zamanında şiirler yazmıştır. Şiirleri, o daha hayattayken, bütün Anadolu ve Rumeli’ye yayıldığı gibi Hüseyin Baykara’nın Herat’taki sarayında dahi okunur olmuş, kendisinden sonraki şairleri de etkilemiştir. Türk edebiyatı tarihinde Şeyhi ile Necati arasında yetişen şairlerin en tanınmışlarındandır. Onun “kerem”, “benefşe” ve “âb” redifli kasideleri, bilinen eserleri arasındadır.

15. Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerin hangisidir?

A) Süleyman Çelebi                       B) Ahmet Paşa                 C)Sehi Bey            D)Taşlıcalı Yahya                            E) Âşık Paşa

CEVAP: B

 

16. Aşağıdaki beyitlerin hangisi bir kasidenin “fahriye” bölümünden alınmış olabilir?

A)     Lâle-hadler yine gülşende neler itmediler

Servi yürütmediler gonceyi söyletmediler

 

B)      Ayagı yer mi basar zülfüne ber-dâr olanun

Zevk ü şevk ile virür cân u seri döne döne

 

C)      Yok bu şehr içre senin vasf ettiğin dil-ber Nedîm

Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana

 

D)     Görüp bu hâli gül-istanda dondu cedvel-i âb

Bahâra dek duramaz korkarım kenâr çizer

 

E)      Arab u Rûm’da üstâd-ı sühandır Vehbî

Acemî oldu yanında şuârası Acem’in

CEVAP: E

 

“Esnaftandır. Ayakkabıcı olduğu için ona ‛Huffî’ şeklinde seslenmişlerdir. Tahsil ile kazanılmış ilimlerden mahrum ve halk arasında ümmîliği ile meşhur idi. Ama zâtında kabiliyet ve tabiatında selâkat (güzel söz söyleme yeteneği) olduğu için bütün söz ve ibâreleri fasih ve sahih idi. Mürettep Divan’ı ve şiirleriyle hayli şöhreti vardı. Şiir sanatlarından cinasa mâyildir.”

17. Bu parça aşağıdaki edebî türlerin hangisinden alınmış olabilir?

A)     Seyahatname   B) Tezkire           C) Şehrengiz      D) Pendname  
E) Surname

CEVAP: B

Dilber, küçük yaşta Asaf Paşa’nın konağına esir olarak verilmiştir. Asaf Paşa’nın Paris’teki resim tahsilinden dönen oğlu Celal Bey, onu tabloları için model olarak kullanır. Celal Bey’in kendisini bir araç gibi görmesinden derin ızdırap duyan Dilber’in yapabildiği tek şey ağlamaktır. Celal Bey, bu gözyaşları karşısında onun bir esir olarak neler hissedebileceğini anlamaya başlar. Dilber’in ağlaması iki gencin hayatında bir dönüm noktası olur. Sadece sanatına âşık olduğunu tekrarlayan Celal Bey’in nazarında Dilber, artık bir “oyuncak” değil, bir sevgilidir.

18. Bu parçada söz edilen eser aşağıdakilerin hangisidir?

A)     Müşahedat                       B) Esaret             C)Zehra               D)Sergüzeşt                             E) Gülnihal

CEVAP: D

 

Eserlerinde yüksek zümreye ait kişilerden seçtiği kahramanların çoğu Boğaziçi, Beyoğlu, Adalar gibi zengin ve modern semtlerde yaşar. Ekmek ve iş kaygıları yoktur. Sadece aşkı, giyim kuşamı, eğlenmeyi düşünürler. Çalışmayı küçümseyen, bazen bir kusur sayan, hiç olmazsa üzüntü konusu yapan görüşleri vardır. Hemen hepsi okumuş ve gelir düzeyi yüksek olan bu kahramanlar; yabancı dil bilir, dönemin şiirsel ve karmaşık üslubuyla konuşur. Çocuklar yabancı mürebbiyeler elinde büyür; evlerde piyano, keman çalınır ve alafranga sofralar kurulur. Yetişkinler ile çocuklar arasında yadırgatıcı bir resmiyet vardır. Yazarın geçim sıkıntısı çeken yegâne kahramanı hülyalı şair, yılda ancak “iki çift ayakkabı ve iki kravat” alabildiği (!) ve çalışmak zorunda olduğu için acınası bir yoksulluk içinde çizilir.

19. Bu parçada söz edilen yazar aşağıdakilerin hangisidir?

A) Halit Ziya Uşaklıgil

B) Hüseyin Cahit Yalçın

C) Recaizade Mahmut Ekrem

D) Ahmet Hamdi Tanpınar

E) Abdülhak Şinasi Hisar

CEVAP: A

 

XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Türk edebiyatında Batılılaşma çabasındaki züppe tipiyle karşılaşırız. Bunların en meşhurlarından biri olan ----, roman boyunca kendini bilmez tavırlarıyla Periveş’in peşinden koşarken çevresindekiler tarafından kandırılıp dolandırılır. ---- ise II. Meşrutiyet  onrasındaki siyasi belirsizlik ortamında kurnazca yükselmeye çabalayan bir tiptir. Bu bakımdan ilki kendini bilmezlikle gülünç duruma düşerken diğeri II. Meşrutiyet ilanının puslu havasından  ararlanmaya çalışan bir kurnazdır.

20. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Bihruz Bey - Efruz Bey             B) Bihruz Bey - Ali Bey

C) Ali Bey - Rakım Efendi              D) Rakım Efendi - Efruz Bey

E) Felatun Bey - Efruz Bey

CEVAP: A

 

Troya’da siz sözü güzeldi eskiden

Baktım öpüşündü duran baktım bungun.

Benim şimdi Hitit çağı benim yorgun

Benim ey gök çılgın uzaklığın hep ben.

 

Büyük sularıma sen o hep geç gelen

Beni çıktığınız gecelere tutun.

Beyaz, kâğıtlarca gittiniz ya uzun

Güzelliğimde bir yarı geceler sen.

 

Ellerin bir daha sarı ovalarım.

Sesini dönmeyim bütün yalnızlığım

Bütün gök gök gök, o akşamlara kadar.

 

Güzel yalnızlığım işte dünya kadar.

Ne denizler gördüm hiç anmamışımdır

Bir sesim ben git git o binlerce yıldır.

21. Bu şiirin biçim, içerik ve anlatım özellikleri dikkate alındığında aşağıdaki şairlerin hangisine ait olduğu söylenebilir?

A) Cahit Külebi                 B) İlhan Berk                     C)Orhan Veli                     D) Attilâ İlhan                  E) Nâzım Hikmet

CEVAP: B

 

Bu “yaban” lafı, beni, önce çok kızdırdı. Fakat sonra anladım ki Anadolulular, Anadolu köylüleri, tıpkı eski Yunanların kendilerinden başkasına “barbar” lâkabını vermesi gibi, her yabancıya yaban diyorlar. Bir gün... bir gün onlara, ispat edebilecek miyim ki ben bir “yaban” değilim? Benim damarlarımdaki kan onların damarlarında işleyen kandır. Aynı dili söylemekteyiz. Aynı tarihî ve coğrafi yollardan, hep birlikte gelmişizdir. İspat edebilecek miyim ki aynı Allah’ın kuluyuz! Aynı siyasî mukadderât, aynı sosyal bağlar, bizi kardeşlik, evlâtlık, analık babalık üstünde bir yakınlıkla birbirimize bağlamıştır. Lâkin hangi sözlerle, hangi seslerle? Gündelik hayatın ufak tefek ihtiyaçlarını bile anca ifadeye güç bulabiliyorum. Nerde kalmış ki onlarla, bu kadar genel konular üzerinde konuşacağım!.. Gün geçtikçe daha iyi anlıyorum: Türk “entelektüel”i, Türk aydını, Türk ülkesi denilen bu engin ve ıssız dünya içinde bir garip yalnız kişidir.

22. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?

A) Kahraman bakış açısı kullanılmaktadır.

B) Aydın ile halk arasındaki uçurum ele alınmaktadır.

C) Olay hikâyesine özgü bir anlatım sergilenmektedir.

D) Anlatıcının düşünceleri iç konuşmalarla verilmektedir.

E) Yaşananların anlatıcı üzerindeki etkisi işlenmektedir.

CEVAP: C

 

 ----; Batı’nın yalnızca maddeye ve teknik güce olan inancının değil, akla verdiği önemin de eleştirilmesinden yanadır. 1935’te yazdığı ilk oyunu Tohum’da görüşünü “her şeyin ve her hadisenin anahtarını ruhta ve göze görünmeyende bulan prensip” olarak tanımlamıştır. Nam-ı Diğer Parmaksız Salih’te yüce gönüllülükle düzenbazlığın toplumda yan yana yaşadığını gösterir. Para’da ise maddi çıkarlar için her türlü ahlaksızlığı mübah gören bir bankacının kendi hayat felsefesinin kurbanı oluşunu anlatmaktadır.

23. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?

A) Cevat Fehmi Başkut                   B) Ahmet Kutsi Tecer   
C) Orhan Asena                             D) Necip Fazıl Kısakürek                               E) Sabahattin Kudret Aksal

CEVAP: D

 

Bu akımın “gerçek” anlayışı bizi nesneleri olduğu gibi değil olması gerektiği gibi, nesnenin kendisini değil manalarını vermeye çalışan bir gerçekçilikle yüz yüze getirir. Bu da doğal olarak soyutlama ve simgelemenin kapısını aralar. Zira dışarıdan görünen gerçek, özgün olamaz. Gerçek bizim tarafımızdan yaratılmalıdır. Nesnenin anlamı onun görüntüsünün arkasında saklıdır. Bir olaya inanarak, onu düşleyerek veya belgeleyerek doyuma eremeyiz. Gerçeği sanatkârın iç dünyasında bulan ve bu sebeple iç gözlem üzerinde yoğunlaşan bu sanat akımı, doğal olarak bütünüyle ferdiyetçidir. Bu noktada insanı içinde yaşadığı toplumdan hatta kendinden bile soyutlar. Geriye sadece iç ben/ruh kalır.

24. Bu parçada söz edilen edebî akım aşağıdakilerin hangisidir?

A) Ekspresyonizm           B) Realizm          C) Natüralizm                   
D) Klasisizm                   E)Egzistansiyalizm

CEVAP: A

 

İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ