TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

ELA GÖZLÜ NAZLI YÂRİ

ELA GÖZLÜ NAZLI YÂRİ

 Çıkarttın allan kara bağladın

Yüreğimi aşk oduna dağladın

Bir yar için on beş sene ağladın

Ey Ferrahi gül dedim de, gülmedin.

 Gönlü yaralı bir ozan Ferrahi. Dediği gibi bir yar uğruna yanıp yakılmakla geçmiş ömrü.

 1934 yılında Ceyhan'ın Kıvrık köyünde doğmuş. Asıl adı Mehmet Ali Metin. Saz vurmaya küçük yaşlarda başlamış. Çevrenin sevilen bir genci olmuş. Söz erliği, yanında çalıştığı ağanın kızına sevdalanmasıyla başlar. Ağa önceleri kızını Ferrahi'ye vermeye razı olur ama sonraları çevrenin dedikodularının etkisiyle bundan cayar.

 Türkülerinden de anlaşıldığı gibi ağa kızının adı Emine'dir. İki gönlün bir olması engellenince, alır başını çıkar sıladan. Başlar gurbet ellerde sazıyla çile doldurmaya. Bundan sonra Ferrahi'nin öyküsü daha da yanıktır. Otuz yaşlarındayken bir Âşık için en önemli şeyini, sesini kaybeder. Sazıyla kalır bir başına. Bir ara evlenir ve bir kızı olur. Adını Emine koyar. Küçük Emine beş yaşından sonra babasının sesi, soluğu olur. Baba çalar, küçük Emine söyler. 1960 doğumlu olan Emine'nin söyledikleri yalnızca babasının türküleri değildir. Daha o zamandan dağarcığında yüz elli türkü vardır. Böylece baba-kız geçim derdini birlikte yüklenir, birlikte paylaşırlar. Yurdumuzun çeşitli yörelerinde yapılan Âşıklar Bayramlarına katılırlar. Şimdi 1967 yılında Konya'da yapılan Âşıklar Bayramı'nda Mihri Hatun Ödülü'nü kazandıran türküsünün sözlerini sunuyoruz.

 

Ela gözlü nazlı yari

Görem dedim göremedim

Boş kalmıştır kavil yeri

Varam dedim varamadım.

 

Gönlümün gülü nerede

Engeller durmaz arada

Emine'yle ben murada

Erem dedim, eremedim.

 

Şeker kaymak tatlı dili

Kınalamış nazik eli

Koynundaki gonca gülü

Derem dedim, deremedim.

 

Şahinim yok çıkam ava

Ne yaptımsa aldım hava

Kuşlar gibi ben bir yuva

Kuram dedim kuramadım.

 

Gel derdini bana anlat

Ben kimlere edem minnet

Dediler ki, bağın cennet

Girem dedim, giremedim.

 

Mehmet Ali asıl adım

Ferrahi'yi pirle kodum

Gurbet elden dönem dedim

Duram dedim, duramadım...

 Kubbede kalan bir hoş seda diye boşuna dememişler. İşte Ferrahi'yi artık yaşatanlar da radyolarımız Halk Türküleri dağarcığında bulunan bu türküler oluyor. Çünkü Ferrahi'nin dolmak bilmeyen çilesi 1969 yılının 26 Nisan günü aramızdan ayrılmasıyla tükendi. Usta âşık ardında bir birçok koşma, güzelleme gibi türküler bırakarak göçüp gitti. Son senelerinde iki Âşıklar Bayramı'na katılmıştı. Her ikisinde de kızı Emine'yle birincilik ödülü aldı. 1967 Yılında Konya'da türkü ödülünü, ertesi yıl da yine Konya'da Köroğlu Ödülü'nü aldılar. Ferrahi'nin öyküsünü çok sevilen bir türküsünün şiiriyle erdiriyoruz.

 

Ah neyleyim gönül senin elinden

Her zaman ağlarım gülemem gayrı

Ben bıktım usandım elin dilinden

Terk ettim sılayı dönemem gayrı.

 

Gönül ben sırrına eremedim ki

Gonca, gonca güller deremedim ki

Kaybeyledim (aneyledim) dostu göremedim ki

Aylar yıllar geçse göremem gayrı.

 

Ey Ferrahi, yandım yar ateşine

Neler gelir gariplerin başına

Ağlayarak geline mezar taşıma

Uyanıp da sana gülemem gayrı.

 

Derleyen: Mazlum N. Kılıçkıran

Kaynak:

Ahmet Günday

Bağlama Metodu

Notaları ile Halk Türküleri ve Türkü Hikâyeleri

Nisan 1977
(alıntıdır)

"HEKİMOĞLU" TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ İÇİN TIKLAYINIZ!!!


Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ