TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

GÜNLÜK/BLOG

Günlük Nedir? Günlüğün Özellikleri, Günlük Hakkında Bilgi

Kişinin bir gün boyunca gördüklerini, yaşadıklarını, gün içinde hissettiklerini günü gününe yazdığı kısa ve samimi yazılara  günlük ya da günce denir. 

Günlük genel olarak yayımlanma amacı taşımaz. Kişi kendisine özel olarak yazdığından, hislerini yazıya döktüğünden dolayı günlüklerini kimseyle paylaşmak istemez. Ancak günlüklerini kitap haline getiren yazarlar olmuştur. Bazı yazarlar romanlarını, hikayelerini günlük türünden yararlanarak oluşturmuştur. Örneğin Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı romanı günlüklerden oluşan bir roman örneğidir.

Günlük tutmak kişiyi hem geliştirir hem de yazma alışkanlığı kazandırır. Yazı yazmak, hislerini ortaya koymak, kendini anlatmak bireyde zihinsel olarak olumlu yönde bir gelişmeyi gösterecektir. Aynı zamanda günlükte kişinin kendini anlatmasından dolayı yazarın kendi hayatıyla ilgili gözlem yapma şansı da doğmaktadır. Bu nedenle öğrencilere günlük yazma konusunun aşılanması onların kendilerini geliştirmeleri, dünyaya farklı bir gözle bakabilmeleri açısından son derece önemlidir.

Günlüğün günü gününe yazılmasından dolayı diğer türlere göre inandırıcılığı fazladır. Çünkü uzun bir süreden sonra kaleme alınan anılar tam olarak birebir hatırlanamayacaktır. Ancak günlükte aynı gün olaylar daha detaylı bir şekilde hatırlanıp yazıya dökülebilmektedir. Bu nedenle geçmiş dönemlerde yazılmış günlük birer belge niteliği de taşımaktadır. 

 Günlüklerin özellikleri
  1. Günlüklerde anlatılan olaylar günü gününde yazılmıştır. Günlüklerin tarihi yazıldığı gündür.
  2. Günlüklerin dili konuşma diline yakındır. Dil açık ve anlaşılırdır.
  3. Günlükler özeldir, çünkü yazar kendisi için yazmıştır.
  4. Günlüklerin konusu her şey olabilir. Konuda sınırlandırma yoktur.
  5. Başka metin türlerinde (roman, hikaye, anı) kullanılabilir.
  6. Günlükler insanı tüm çıplaklığıyla gösterir.
  7. Günlüklerde öznel bir anlatım vardır.
  8. Günlüklerde gözlem ve dikkat önemlidir.
  9. Biyografi türünde eser yazılırken günlüklerden yararlanılabilir.
  10. Günlükler hisleri, duyguları anlatan içe dönük günlükler ve dış dünyadaki olayların anlatıldığı dışa dönük günlükler olarak iki başlıkta incelenebilir.

                                                                                                 

Dünya Edebiyatında Günlük

Günlüğün Romalılarda kullanıldığını biliyoruz. Ancak bu günlükler edebi türden oldukça uzaktadır. O dönemde bazı olayların kayıt altına alınması için tutulmuştur. Edebi bir tür olmaktan ziyade tarihçiler için birer belge niteliği taşımalarından dolayı önemlidir. 19. yüzyıldan itibaren Batı edebiyatında günlüğün edebi tür olarak yer bulduğunu söyleyebiliriz. Batı edebiyatında Stendhal, Gogol, Virginia Woolf, Andre Gide, Goethe, Franz Kafka gibi ünlü yazarların günlükleri meşhurdur.

Türk Edebiyatında Günlük

Osmanlı Devletinde padişahların günlük yaşamlarının kaydedildiği Ruzname adı verilen metinleri, günlük türünde örnekler olarak kabul edebiliriz. Osmanlı saraylarında Ruzname tutmak bir gelenek haline gelmişti. Ancak günlüğün edebi tür olarak edebiyatımızda görülmesi Tanzimat Dönemi’nde olmuştur. Tanzimat Dönemi’nde Direktör Ali Bey’in doğu gezisi sırasında yazdığı “Seyahat Jurnali” bu dönemde yazılmış ilk günlük olarak kabul edilir.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda günlük türünün edebi tür olarak yer bulduğu görülür. Bu dönemde Salah Birsel ve Nurullah Ataç’ın günlükleri meşhurdur. Edebiyatımızda en meşhur günlükler ise Oğuz Atay’ın “Günlük” ü, Cemal Süreya’nın “Günler” adlı eserleridir.

Nurullah Ataç: Günce, Gazi Günlüğü, Uçuş Günlüğü

Salah Birsel: Kuşları Örtünmek, Nezleli Karga

Falih Rıfkı Atay: Yolculuk Defteri

Tomris Uyar: Gündökümü, Sesler, Yüzler, Sokaklar

Cemil Meriç: Jurnal

Blog nedir?

Blog kelimesi İngilizce “WEB” ve “LOG” kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Türkçe karşılığı ise web günlüğü olarak isimlendirilmektedir.

Blog, genellikle bireysel olarak yürütülen ve içerisinde blog sahibinin dünyasını yansıtan yorumlar, haberler, olaylar vb girdilerin bulunduğu web sitesidir. Bloglarda girdiler genellikle son eklenen en üstte olacak biçimde görüntülenir. Bloglar son yılların en çok ilgi gören internet uygulamalarındandır.

Blog yazan kişilereyse "blogger" denilmektedir. Bir yazı yazıp gönderme işlemine de kısaca "bloglama" deniyor. 1997 yılından beri var olan bu uygulama, tasarımcı ve programcıların ilginç internet sitelerinin linklerini unutmamak için kendi sayfalarına yazmalarıyla başladı. 1999 yılında ortaya çıkan pek çok blog-yayınlama (blog publishing) aracıyla birlikte bloglama, programcılar arasındaki bir aktivite olmaktan çıkıp, en az bilgisayar kullanma becerisine sahip olan bir insanın bile anlayacağı kadar basit hale indirgendi.

Daha önce bir yazıda blogların ne kadar çoğaldığını anlatmıştım. Technorati'nin 7,8 milyon blogu indekslediği, günde 30.000 - 40.000 blogun yaratıldığı düşünülürse, bloglar bu yüzyıla damgasını vuracak bir olay olmaya doğru gidiyor. Çünkü format çok basit; sıklıkla güncellenen, tek sayfa üstünde ters kronolojik yazılar. Hangi konuda yazarlarsa yazsınlar, pek çok insan için bloglar kişisel dışavurum aracı haline geldi. Herhangi bir editoryal düzenleme görmeden, insanların içinden geldiği gibi, kendi düşüncelerini özgürce anlattıkları ortamlar oldu.

Şu sıralar bloggerların da birer medya üyesi olduğu, her blogun kendi başına bir yayın aracı vazifesi gördüğü görüşü ortalıkta geziyor. Politika, günlük hayat, spor, teknoloji, müzik, yemek hatta dantel, hamburger gibi her konuda pek çok bloga rastlamak olası. Hatta bir çok büyük şirket CEO'sunun ya da şirketlerin kendi blogları olmaya başladı. Insanları bir site tasarlamaktansa blog açmaya yönelten nedir peki? Bir site açmak için en başta domain ve host gibi teknik konulara para ödemek gerekiyor.

Iş siteyi açmakla da bitmiyor, yazılarınızı yayınlayabilmek için temel bir program yazmanız, sitenize gelen insanların yazdıklarınız hakkında görüş bildirebilmesi için ayrı bir yorum sistemi kurmanız, görüntüsü içinse tasarım yapmanız gerekiyor. Blog sitelerinin güzelliği, sizi bu dertlerden kurtarmaları. Bir çok blog servisi hosting konusunda para talep etmeden, seçtiğiniz bir isimle sizi kendi alan adları altında host ediyor.

Kurmuş oldukları otomatik yazı gönderme sistemleri sayesinde sizi programla, daha önceden hazırlamış oldukları şablonlarla da tasarım derdinden kurtarıyor. Bu şablonlar (hazır tasarımlar) istediğiniz zaman bir başkasıyla değiştirebileceğiniz şekilde hazırlanmış oluyor. Hatta üzerlerinde kendiniz oynayıp basit değişiklikler yapabilirsiniz. Eğer canınız tamamen kendi yaptığınız bir dizaynı kullanmak istersen, buna izin veren blog siteleri de mevcut.

Birçok blog sitesinde hazır olarak gelen yorum sistemleri sayesinde de yazdıklarınız hakkında diğer insanların görüşlerini kolayca öğrenip, geribildirim alabiliyorsunuz. Yazılarınıza kimlerin link verdiğini gösteren trackback sistemleri bile var. Insanlar blog sitelerinde genellikle tek başlarına yazsalar da, bir kaç insanın toplanıp beraberce yazdığı siteler de mevcut. Daha çok birbirini tanıyan ya da ortak bir özellikleri olan (yemek, şehir hikayeleri blogları gibi) insanların, ortak paydada toplanması olarak görebiliriz bunu.

Bu tür bloglara community blog deniyor. Community blogları sayesinde insanlar internette sosyalleşme olanağı buluyor, kendilerini bir yere ait hissediyorlar. Yorum fasilitesi sayesinde aynı şeylerle ilgilenen insanlar tanışma ve tartışma olanağı da buluyor. Türkiye'de bloglarla ilgilenen insanları bir araya toplamak için kurulmuş bir de site bulunuyor, ve büyük bir hızla yoluna devam ediyor. Uzun zamandan beri bu işle uğraşan ve blog dünyasında tanınan isimler bloglarından kitap çıkartmayı düşünür hale geldiler.

Gazetelerde köşe yazarı olan kişilerin dahi insanlara daha hızlı ve çok ulaşabilmek adına blog siteleri var. internetteki hızlı link dolaşımı sayesinde daha önce hiç görmediğiniz insanların hayatları ve görüşleri hakkında bilgi sahibi olabiliyor, birçok konuya farklı açıdan bakan yorumlara erişebiliyorsunuz. Aynı şekilde kendi sesinizi de dünyaya duyurmuş ve bunu bir e-mail atma basitliğinde gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Türkiye'de bloglama genellikle online günlük tutma olarak görülse de, blog özünde kendiniz için tuttuğunuz notlar ve diğer insanların okumasını istediğiniz yazılardır. Bunlar insandan insana değişebilir; hayat, spor, çiçekçilik, biyoloji veya nanoteknoloji, seçim size kalmış.

(alıntı)

 


Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ