TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

Dede Korkut Hikayelerinin 13. Destansı Hikayesi

Dede Korkut'un 3. Nüshası Bulundu, Kayıp 13. Destan Ortaya Çıktı

Dede Korkut hikâyelerini bilmeyeniniz yoktur. Zira özellikle sözlü Türk Edebiyatı’nın ilk örneklerinden birisi olan, içinde pek çok efsaneyi barındıran ve ilk Türk toplulukları hakkında bize kültürel bilgiler aktaran Dede Korkut hikâyeleri, tarih boyunca geçmişi geleceğe taşıyan anlatılar olmuştur.

Dede Korkut Nüshaları

Bu sözlü edebiyat türü, zaman içinde yazıya da aktarılmış ve böylece daha özgün bir şekilde bugünlere taşınması sağlanmıştır. Öyle ki bu nüshalardan birisi, 1815 yılında Von Dies tarafından bulunup dünyaya ilan edilen Dede Korkut’un Dresden nüshası, bir diğeri ise 1952 yılında –oraya nasıl gittiği bilinmeyen ve- Vatikan arşivlerinde bulunan nüshadır. Ki bugüne dek Dede Korkut hikâyelerinin en somut dayanakları bu iki nüsha olmuştur.

Vatikan Nüshası 

Dresden Nüshası 

Üçüncü Nüsha da Bulundu

Unesco Türkiye Milli Komisyonu Somut Olmayan Kültürel Miras Komitesi Başkan Vekili Prof. Dr. Metin Ekici, Dede Korkut’un 61 sayfalık bir 3.nüshasının bulunduğunu ve kendilerine ulaştırıldığını duyurdu. Bu metnin özellikle Dede Korkut anlatılarına büyük bir katkısı olacağını söyleyen Ekici, “Metnin muhtemelen 14. Ya da 16.yüzyıllar arasında yazılmış olabileceğini dile getirdi.

Aynı zamanda Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Bilimi Ana Bilim Dalı Başkanı da olan Ekici, bu nüshanın Kazakistan’da bulunduğunu ve bu nüsha içinde yer alan Dede Korkut’un 13.destanının bir kopyasının kendileriyle paylaşıldığını belirtti.

 

Dede Korkut’un 13.Destanı Neden Bahsediyor?

Vermiş olduğu mülakatta bu konuya da değinen Ekici, Bayburt şehrimizin Dede Korkut hikâyeleriyle bağlantısına vurgu yaparak şu tespiti yapıyor; “Masat köyü civarında bulunan tarihi mezarlık alanında Korkut Ata'nın mezarı ve diğer Oğuz beylerinden bazılarının isimlerine bağlanmış mezarlar da mevcut. Yine Dresden nüshasında üçüncü anlatma olarak geçen 'Bamsı Beyrek Anlatması'nın kahramanı olan Beyrek'in mezarı da hemen Bayburt Kalesi'nin içerisindeki sırtta yer alıyor. Dolayısıyla Bayburt, Türk kültür tarihinde çok önemli bir yer edinmiş, Orta Asya'dan Anadolu coğrafyasına taşınmış kültür mirasımıza ev sahipliği yapıyor. Bu bakımdan Bayburt'un Türk dünyasında özel bir yeri var. Nasıl Hoca Ahmet Yesevi mekânı olarak Türkistan tanınıyorsa, nasıl Mevlana mekânı olarak Konya tanınıyorsa, Korkut Ata'nın mekânlarıyla ilgili olarak da Bayburt tanınıyor."

Ne denir ki, bizler de Korkut Ata’nın hikâyesini satır satır okumayı dört gözle bekliyoruz. 

 (ALINTI)


Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ