TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

TANZİMAT DÖNEMİ HİKAYE

Tanzimat Döneminde Hikâye ve Özellikleri

Tanzimat Dönemi’ne kadar Türk okuyucusu yalnızca halk hikâyesi ile mesnevi türünde anlatılan hikâyeleri tanıyordu. En az roman kadar geniş olan bu hikâyeler ait oldukları geleneklerin tekniğine tamamıyla bağlıdır. Ancak Tanzimat ile birlikte batıdaki hikâyeler tanınmış, çeviriler ve taklitler yoluyla modern hikâyeciliğin adımları atılmış olunur.

Tanzimat Edebiyatı‘nın başlangıcında aslında roman ve hikâye ayrı türler olarak değerlendirilmemiştir. Hikâye türü de roman sanatının içinde değerlendirilmekle birlikte batıdan yapılan çeviriler sonrasında Türk yazarları tarafından iyice tanınmasıyla hikâye de ayrı bir tür olarak ele alınmaya başlanmıştır.

Başlangıçta Fransız hikâyecileri örnek alınarak birçok hikâye denemesi yapılmıştır. Bu dönemde hikâyeciliğinde “sosyal sorunlar, kadın-erkek eşitsizliği, Batılılaşma sorunu ve ahlaki meseleler” konu olarak sıklıkla işlenmiştir. Özellikle bu dönemde hikâyeciliği ile ön plana çıkan Ahmet Mithat Efendi bu konulara ağırlık vermiştir.

1870’li yıllarda ilk hikâye denemelerine başlayan yazarımız olan Ahmet Mithat Efendi, Türk Edebiyatı’ndaki ilk hikâye örneklerini “Kıssadan Hisse” ve “Letaif-i Rivayat” eserleriyle verir. Yazar bu öyküde konularını daha çok günlük yaşamdan ve tarihten almakla birlikte sosyal sorunlara da eğilmiştir.

Ahmet Mithat Efendi her ne kadar ilk öykü örneklerini vermiş olsa da eserleri teknik yönden kusurludur. Hikâyelerinde yer yer okuyucuya nasihatlerde bulunan yazarın bu kusuru oldukça eleştirilmiştir. Bu nedenle Batılı tarzda yazılmış olan ilk hikâye örneği olarak Samipaşazade Sezai tarafından yazılan “Küçük Şeyler” adlı eser kabul görmektedir.

Modern hikâyeciliğin adımlarının atıldığı Tanzimat Dönemi’nde Batı edebiyatları örnek alınarak geleneksel hikâyecilikten farklı olarak yeni bir hikâye ve roman anlayışı yaygınlaşmaya başlamıştır. Örneğin eski geleneklerimizde mesneviler baştan sona nazım, halk hikâyesi ise nazım-nesir karışık bir şekilde oluşturuldu. Ancak batı edebiyatlarının etkisiyle bu dönemde verilen hikâye örnekleri tamamen nesir yani düz yazı şeklinde oluşturulmuştur. Bunun yanı sıra hikâyelerde sıradan konuların işlenmesi, ahlaki ve sosyal sorunların dile getirilmesi de önemli yeniliklerden biridir.

Tanzimat Dönemi hikâyesi birçok açıdan yenilikler barındırsa da birçok noktadan da eleştiriye uğramıştır. Özellikle Divan Edebiyatı geleneğinin etkisiyle yazarların eserlerinde ağır ve halk tarafından anlaşılmaz bir dil kullanması batıdaki hikâye anlayışına ters düşen bir kusur olarak görülmüştür. Yine yazarların hikâyeleri topluma mesaj iletecekleri bir araç olarak görmeleri ve bunun sonucunda hikâyenin ortalarına kendi görüşlerini ve düşüncelerini eklemeleri teknik yönden hikâyeleri kusurlu yapmıştır.

Tanzimat Dönemi Hikâyesinin Özellikleri

1) Bu dönem hikâyesinde göze çarpan en büyük yenilik konuların günlük yaşamdan, tarihten, sosyal ve ahlaki sorunlarından alınmış olmasıdır. Bunun yanı sıra yanlış Batılılaşma, zoraki evlilik, kadın-erkek eşitsizliği gibi konular da bu dönem hikâyecilerinin üzerinde durduğu konular olmuştur.

2) Bu dönemde ortaya konulmuş ilk hikâye örneklerimizde geleneksel öykü anlatımız meddahlığın etkileri görülmektedir.

3) Bu dönem hikâyecilerinin büyük çoğunluğu hikâyeyi halka ulaşmada bir araç olarak görmesine rağmen eski edebiyat geleneğinin etkisiyle dili ağır ve süslü bir şekilde kullanmışlardır.

4) Romantizm akımının tesiri eserlere yansımıştır.

5)hikâyeler gazetelerde bölümler halinde yayımlanarak okuyucuya ulaştırılmıştır.

6) Bu dönemde hikâyecilik teknik olarak kusurludur.

7) Sanatçıların halka mesaj verme isteği sonucunda hikâyelerin içinde yazarın konuşmalarına ve düşüncelerine sık sık yer verilmiştir.

8) İlk hikâye örneğimiz Ahmet Mithat Efendi’nin “Letaif-i Rivayat” adlı kitabıdır.

9) Batılı tarzdaki ilk hikâyemiz ise Samipaşazade Sezai’nin  “Küçük Şeyler” adlı kitabıdır.


Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ