TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU

GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU GENEL ÖZELLİKLERİ

•Doğaçlamaya dayalı (tuluat) oyunlardır.

•Yazılı bir metin bulunmaz.

•Bir sahne ve dekor anlayışı yoktur.

•Karakterlerden çok belirli tipler vardır.

•Şarkı, dans, ağız ve ses taklitleri bu oyunların önemli bir ögesidir.

•Usta-çırak ilişkisiyle sonraki nesillere aktarılır.

•Karagöz, orta oyunu, meddah, köy seyirlik oyunları geleneksel Türk tiyatrosu türlerdir.

KARAGÖZ

Karagöz bir gölge oyunudur. Bu oyun tasvir denilen birtakım şekillerin (insan, hayvan, bitki, eşya vb.) arkadan ışıklandırılmış beyaz bir perde üzerine yansıtılması temeline dayalıdır. Gölge oyunun önce Çin daha sonra da Hindistan’da çıktığı söylentileri vardır. Halk arasındaki bir söylentiye göre ise Karagöz ile Hacivat, Sultan Orhan (14. yüzyıl) zamanında Bursa’da bir cami yapımında çalışmış işçilerdir. İkisi arasındaki nükteli konuşmalar diğer işçileri oyaladığı için Sultan Orhan tarafından öldürtülmüştür. Daha sonra Şeyh Küşteri Hacivat ile Karagöz’ün deriden yapılmış tasvirlerini oynatmış ve onların şakalarını tekrarlamıştır. Bu nedenle Karagöz perdesine Küşteri Meydanı da denir.

İslam dünyasında 11. yüzyılda sözü edilmeye başlanan bu oyuna hayal-i zıll (gölge hayali) denmiştir.

Karagöz oyunu, özellikle 17. yüzyıldan sonra oldukça yaygınlaşmıştır. 19. yüzyılda Karagöz, kısaca, hayal oyunu diye anılmış, bu oyunu oynatan sanatçılara da hayalî, hayalbâz (hayalci, Karagözcü) denmiştir.

Karagöz oyunu, halk kültürünün ortak ürünüdür. Bu oyunlarda işlenen çeşitli konuları kimin düzenlediği belli değildir. Karagöz, tulûata (doğaçlama) dayandığı için oyunun sözlerini, her sanatçı, oyun sırasında kendine göre düzenler. Karagöz oyunları 19. yüzyılda yazıya geçirilmeye başlamıştır.

KISACA KARAGÖZ OYUNU:

•Bir gölge oyunudur. Bu nedenle bazı kaynaklarda “Hayal-i Zıl” şeklinde de adlandırılır.

•Manda ve deve derisinden yapılan ve "tasvir" adı verilen figürlerin bir ışık yardımıyla sahnedeki perdeye yansıtılmasıyla oluşur.

•Karagöz oyununda bütün konuşmalar perdenin arkasındaki tek kişi tarafından yapılır.

•Karagöz oyununun oynatıldığı perdeye “hayal perdesi” denir. Oynatan kişi de hayalî ya da hayalbâz olarak adlandırılır.

•Karagöz oyunu, Ramazan ayında kahvehanelerde; evlenme, sünnet, doğum gibi törenler dolayısıyla ev, saray ve konaklarda düzenlenen şenliklerde oynatılmıştır.

•Oyunda tef çalan, taklitlerin şarkılarını söyleyen, tasvirleri hayalîye veren yardımcı yardak adını alır.

•Karagöz oyunlarının en tanınmışları arasında Kanlı Nigâr, Bakkallık, Ağalık, Abdal Bekçi, Ters Evlenme, Bursalı Leyla, Balık/Balıkçılar sayılabilir.

•Tanınmış Karagözcüler arasında Hayalî Kör Hasan-zâde Mehmet Çelebi, Nazif Bey, Hayalî Memduh, Hayalî Küçük Ali gibi isimler vardır.

KARAGÖZ OYUNUNUN BÖLÜMLERİ

1.Giriş (Mukaddime) : Hacivat’ın bir semai okuyarak perdeye geldiği bölümdür.

2.Muhavere (Söyleşme) : Karagöz ile Hacivat arasındaki karşılıklı konuşmaların yer aldığı bölümdür. Bu bölüm; Karagöz ve Hacivat’ın birbirlerini yanlış anladıkları, güldürü unsurunun yer aldığı bölümdür.

3.Fasıl: Olayın konu edildiği bölümdür, oyuna burada işlenen konuya göre isim verilir.

4.Bitiş: Hacivat ile Karagöz arasında geçen birkaç cümlelik kısa konuşmaların yer aldığı bölümdür. Hacivat: “Yıktın perdeyi eyledin virân. Varayım sahibine haber vereyim hemân” diyerek perdeyi terk eder. Karagöz de: Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola.’ diyerek oyunu bitirir.

ANA TİPLER:

Karagöz: Okumamış ve eğitim almamış bir tipi temsil eden Karagöz, oyunun en önemli kişisidir. Tam bir halk adamıdır, dobra dobra konuşur. Oyun sırasında kendisine söylenen sözleri hep yanlış anlar ve sürekli başını belaya sokar. Oyun da bu davranışlar üzerinden şekillenir.

Hacivat: Hacivat ise biraz eğitim almış, az da olsa medrese öğrenimi görmüş yarı-aydın bir tiptir. Gördüğü eğitimi ve bilgisini çevresindeki insanlara iyi pazarlamayı bilir.

Çelebi: İstanbul Türkçesini güzel konuşan, genç, züppe bir mirasyedidir.

•Tuzsuz Deli Bekir: Bir elinde içki şişesi, bir elinde tabanca ya da kama vardır. Olayların karmaşıklaştığı anda gelip kaba kuvvetle olayı çözer.

Bebe Ruhi (Altı Kolaç): Yaşı büyük; aklı küçük idiot, yaygaracı bir tiptir.

Matiz: Sarhoş

Himmet: Kastamonulu Himmet olarak da geçer. Sırtında baltası vardır. Kaba saba bir tiptir. Karagöz oyunlarının en iri tasviridir.

Tiryaki: Afyon yutup pineklemekle ömür geçiren, olayın en can alıcı yerinde uyuklayan bir tiptir.

Zenne: Oyundaki kadın tipidir.

NOT: Yukarıdaki tiplerin yanında; Laz, Kayserili, Rum, Yahudi, Kürt, Arap, Acem, Matiz, Ermeni, Bolulu, Arnavut gibi Osmanlı içindeki her ulustan, her meslekten temsilcinin yer altığı tipler vardır.

 

2. ORTA OYUNU

•Çevresi izleyicilerle çevrili bir alan içinde oynanan, yazılı metne dayanmayan, içinde müzik, raks ve şarkı da bulunan doğaçlama bir oyundur. Kol oyunu, meydan oyunu, taklit oyunu, zuhurî gibi adlarla da anılmıştır.

•Oyuncular bir metne dayalı olarak değil doğaçlama olarak oynarlar.

•Orta oyununda taklitlere, yanlış anlamalara ve şivelere sıkça yer verilir.

•Orta oyununda müzik oldukça önemli bir oyundur.

•Orta oyununda dekor yoktur, her yerde oynanabilir.

•Oyunun oynandığı yuvarlak veya oval alana palanga denir. Oyunun dekoru; yeni dünya denilen bezsiz paravandan ve dükkân denilen İki katlı bir kafesten oluşur. Yeni dünya ev olarak, dükkân da iş yeri olarak kullanılır. Dükkânda bir tezgâh birkaç hasır iskemle bulunur.

•Orta oyununun kişileri ve fasılları Karagöz oyunuyla büyük oranda benzerlik gösterir. Oyunun en önemli iki kişisi Kavuklu ile Pişekâr'dır. Kavuklu, Karagöz oyunundaki Karagöz'ün karşılığı, Pişekâr da Hacivat'ın karşılığıdır.

•Orta oyununda da gülmece öğesi, Karagöz oyunundaki gibi, yanlış anlamalara, nüktelere ve gülünç hareketlere dayanır.

•Oyunda çeşitli mesleklerden, yörelerden, uluslardan insanların meslekî ve yöresel özellikleri, ağızları taklit edilir. Bunlar arasında Arap, Acem, Kastamonulu, Kayserili, Kürt, Frenk, Laz, Yahudi, Ermeni vb. sayılabilir. Orta oyununda kadın rolünü oynayan kadın kılığına girmiş erkeğe Zenne denir. Kavuklu Hamdi ve Pişekâr Küçük İsmail Efendi, orta oyunun önemli ustaları sayılır.

ORTA OYUNU BÖLÜMLERİ

1.Mukaddime (Giriş): Bu bölümde Pişekâr sahneye müzik eşliğinde çıkar ve oynanacak oyunu takdim eder. Sunuştan sonra bir kenara çekilir ve Kavuklu’nun sahneye çıkmasını bekler.

2.Muhavere (Söyleşme): Kavuklu sahneye çıkar ve Pişekâr ile bir muhabbete başlarlar. Aslında bu konuşma, asıl oyuna bir hazırlıktır.

3.Fasıl: Bu bölümde oyunun asıl oyunu oynanır. Diğer karakterler de bu bölümde oyuna dâhil olur. Pişekâr ile Kavuklu arasındaki atışmalara, diğer oyuncular da dâhil olur.

4.Bitiş: Bu bölümde ana tipler olan Pişekâr ile Kavuklu konuşmalarını bir neticeye ulaştırır. Oynanan oyundan seyircilerin ders çıkarması amaçlanır. Her iki oyuncunun klasik olan sözleriyle oyun sonlandırılır.

3. MEDDAH

•Geleneksel tiyatro içinde yer alan meddah, hikâyelerinde rol alan bütün kişileri, hikâyeyi anlatan kişidir.

•Övmek, methetmek anlamına gelir.

•Tek kişilik oynanan bir hikâye anlatma oyunudur.

•Bu oyunda dekor yoktur.

•Meddahın aksesuarını bir mendil bir değnek ve tabure(sandalye) oluşturur.

•Doğaçlama olarak oynanır.

•Sahnede olan oyuncu tek başında birçok karakteri ses taklitleriyle canlandırır.

•Meddah, günlük olayları, destanları, masalları anlatır.

 

4. KÖY SEYİRLİK OYUNLARI

Tıpkı ortaoyunumuzda olduğu gibi bu oyunlar da genellikle köyün ortasında, köy meydanında oynanır. Seyirciler çepeçevre oyuncuları çevreler. Oyuncu- seyirci ayrılığı hem vardır hem yoktur. Oyuncuları oyuna seyirciler hep beraber hazırlar. Bir tas, bir şapka, bir baston, bir deve, bir sopa, bir tüfek olabilir. Sırası gelen oyuncu seyirci içinden çıkarak oyuna katılır, oyundaki görevi bittikten sonra yeniden seyircilerin arasına karışır. Köy seyirlik oyunlarında da orta oyununda ve meddahta olduğu gibi doğaçlamaya büyük önem verilir.

 


Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ