TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

SERVRTİFÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR-MENSUR ŞİİR

SERVETİFÜNUN DÖNEMİ ŞİİR VE MENSUR ŞİİR

  • Sembolizm ve parnasizm etkili olmuştur.
  • Şiirlerinde daha çok aşk, hüzün, hayal kırıklıkları, doğa güzellikleri, kişisel hayaller, karamsarlık gibi konular işlenmiştir.(Tanzimat Dönemi’ndeki hak, adalet, hürriyet, hukuk gibi kavramlar bu dönemde işlenmemiştir.)
  • Aruzu Türkçeye başarılı şekilde uygulamışlardır.
  • Anlamın beyitte tamamlanması geleneği tamamıyla yıkılmış, böylece şiire parça güzelliği yerine bütünsel güzellik ilkesini getirmişlerdir.
  • Anlamca 7-8 dizedetamamlanan uzun cümleler kullanmışlardır. “Bu tekniğe ‘anjambman’ denir.” (Fransız şiirinden alınmış bir tekniktir.) Bu da şiirin düzyazıya yaklaşması sonucunu doğurur ve mensur şiirin doğmasına neden olur.
  • İlk mensur şiir örneği sayılan Halit Ziya’nın “Mezardan Sesler” adlı eseri bu dönemde yazılmıştır.
  • Divan şiiri nazım şekillerine son verilmiştir.
  • Fransız edebiyatında terzarima ve soneyi kullanmışlar, müstezatı geliştirip zenginleştirerek Fransız serbest şiirine benzeyen serbest müstezatı kullanmışlardır.
  • Şiirde musikiye önem verdiler.
  • Resim sanatından etkilenmişler. “Resim altına şiir yazma” anlayışını kullandılar.
  • Kırılgan duyguları belirtmek için “ki” ve “evet” gibi sözcükleri; “of, oh, ey” gibi ünlemleri sıkça kullandılar.
  • Meleğim, güzelim gibi hitapları da sıkça kullandılar.

 

Mensur Şiir

  • Duygu ve hayallerin düzyazı biçimiyle şiirsel anlatılmasıdır.
  • Bu yazılarda iç ahenk önemlidir. Servet-i Fununcular tarafından kullanılmış, fazla yaygınlaşmamıştır.
  • "Mensure" olarak da bilinir.
  • "Mensur şiir" düz yazı ile şiirsel, şairane söyleyişin amaçlandığı bir düz yazı türüdür.
  • Mensur şiirler; başlıkları olan, bağımsız, kısa ve yoğun yazılardır.
  • Mensur şiir, şiirdeki arayıştan doğmuştur; ama öncelikle düz yazıdır. Bu metinler bireysel duygulanmaların ortaya konduğu şairane ürünlerdir.
  • Mensur şiirlerde iç ahenk vardır.
  • Tasvir ve çözümlemelere önem verildiği için uzun cümleler tercih edilir.
  • Ünlemlere ve seslenişlere yer verilir.
  • Mensur şiirde şairane konular, şairane bir üslupla işlenir.

 

"Mensur Şiir" ile "Şiir" arasındaki benzerlik ya da farklılıklar nelerdir?

   Her iki türde de ahenk önemlidir. Kelimeler bir ahenk oluşturacak biçimde seçilir ve dizilir.

    Her iki türde de şairane, duygusal konular işlenir; temalar benzerdir. Dil ve üslup yönünden benzerlik vardır; dilin doğru ve güzel kullanımı iki türde de önemlidir. Edebi sanatlar her iki türde de kullanılabilir. Şiirde kafiye vardır, mensur şiirde de iç kafiyeler olabilir.

   Mensur şiirle şiirin farklı yönleri de vardır. Mensur şiirde vezin (ölçü), kafiye, dize (mısra) yoktur. Şiirde dörtlük, beyit, bent gibi nazım birimleri vardır; mensur şiirde böyle birimler yoktur.

 

Mensur Şiir Örneği

Erenlerin Bağından / Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU

 Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç acımayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu döndüren kara bahtın kasırgası...

"Bahçeler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, cihan viran oldu." Yaşlı gönül şimdi böyle diyor; her şeyi kendine eş görüyor. Bu da yanlış duygulardan biri... Cihan ne vakit bayındır idi? Bahçelerde ne vakit güller açtı? Ne vakit yuvalarda bülbüller öttü? Yollardan ne vakit yârlar geldi? Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü? Gördüğümüz düşündüğümüze benzedi mi? Gelenler beklediğimize değdi mi? O mutlu ve yüce saat hangi saatti ki, içinde iken "Geçme! Dur!" diye haykırdık? Hiçbiri, aziz dost, hiçbiri! Belki hepsini geçsin gitsin diye bekliyorduk; çünkü onlar birbirinden çirkin, birbirinden yararsız saatlerdi. Kimi bir damla gözyaşıyla, kimi tek bir "Eyvah!" ile kimi bir esnemeyle, kimi yalnız susmayla dolup gitti. Onlar birer birer yeniden gelsin ister misin? Hayır, hayır, hayır; değil mi?

Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur. Ağzımızda zehir, gözlerimizde ateş var; tatsız bir içki sersemliği içindeyiz. Ve artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve önümüzdeki ufuklardan yok olma havası esiyor. Söyle, gençliğini ne yaptın? Söyle, gençliğimi ne yaptım?

                                                      (NOT: Mensur şiirle ilgili kısım alıntıdır.)
SERVETİFÜNUN ŞAİRLERİ İÇİN TIKLAYINIZ!!!


Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ