TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

SERVETİFÜNUN DÖNEMİ YAZARLARI

SERVETİFÜNUN DÖNEMİ YAZARLARI

HALİT ZİYA UŞAKLIGİL(1868-1945)

  • Modern Türk romanının kurucusudur.
  • Batılı tekniğe uygun ilk romanları yazmıştır.
  • Realizmin bütün ilkelerini uygulamıştır. Naturalizmden de etkilenmiştir.
  • Stendhal, Flaubert, Balzac, Zola gibi yazarlardan etkilenmiştir.
  • Cumhuriyetten sonra dilini sadeleştirmiştir.
  • Roman ve hikâyelerinde kişiliğini gizlemiştir.
  • Gözlemci gerçekçiliği başarılı bir şekilde uygulamıştır.
  • Romanlarında ruh çözümlemelerine önem veren sanatçı, kahramanların iç ve dış dünyalarını anlatırken nesnel davranmıştır.
  • Kişileri yetiştikleri çevreye göre konuştırmuştur.
  • Romanlarında İstanbul’a ve İstanbul’un aydın kesimine, hikâyelerinde ise Anadolu ve köy-kasaba yaşamına yer vererek İstanbul dışına çıkmıştır.
  • Öykülerinde dili romanlarına göre sadedir.
  • Bireysel konuları işlemiştir.
  • Aşk, sürekli yakınma, karamsarlık, hayal kırıklığı, mutluluğu arayıp bulamama romanlarının başlıca konularıdır.
  • Edebiyatımızda ilk mensur şiir örneklerini vermiştir.(Mensur Şiirler, Mezardan Sesler)

Eserleri:

Roman: Mai ve Siyah(Servetifünun sanatçı tipini temsil eden Ahmet Cemil nezdinde dönemin özelliklerini yansıtır. Mavi bir gecede kurulan hayaller bir türlü gerçekleşmez, roman düş kırıklıklarıyla son bulur.

Ahmet Cemil, yazdığı şiirlerle büyük bir üne kavuşacağını ve Lamia ile evleneceğini hayal eder ancak bu gerçekleşmez, Lamia başkasıyla evlenir.)

Kırık Hayatlar(Halk yaşamından izler sunar. Dili sadedir. Servetifünun kuşağının ideallerini, hayal kırıklıklarını anlatır.)Aşk-ı Memnu, Sefile, Nemide, Ferdi ve Şürekâsı, Bir Ölünün Defteri, Nesliahir

Öykü: Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Hepsinden Acı, Kadın Pençesi, Bir Şi’ri Hayal, Solgun Demet, Bir Yazın Tarihi, İzmir Hikâyeleri, Aşka Dair

Mensur Şiir: Mensur Şiirler, Mezardan Sesler

Anı: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Bir Acı Hikâye

Makale-Deneme: Sanata Dair


AŞKIMEMNU ROMANININ KONUSU, YAZARI, İÇERİĞİ, DÖNEMİ İNCELEMESİ

 Aşk-ı Memnu(Yasak Aşk): 1899-1900 yıllarında yazmış ama bu eseri Servetifunun dergisinde yayınlanamamış, 1908 yılında Sabah gazetesinde tefrika edilmişti.[1]   Eser ilk yayımlandığında oldukça ağır ağdalı ve süslü bir dille yazılmıştı fakat Halit Ziya bu eserini 1925'te[2] sadeleştirerek yeniden yayımladı. Eserin bundan sonraki baskıları ise Latin harfleri ile yapılı.

Aşk-ı Memnu; Halit Ziya’nın en önemli, Türk edebiyatının da ilk büyük romanı kabul edilmiştir.  İlk roman denemelerini marazî,  hastalıklı bir ruh hali içinde yazan Halit Ziya, Mai ve Siyah ve bu romanında realizme ve gerçekçi bir çizgiye yönelmiş,  bu iki romanında hem toplumun hem de bireylerin ruh dünyalarını ve kısmen de olsa bazı toplumsal sorunları gerçekçi bir bakışla ele almıştır. 

Aşk-ı Memnu, yasak bir aşkı, bireysel ve ruhsal açılardan ele almış, tarafların ruh hallerini irdelemekte büyük başarı göstermiştir.  Yazarın en sevdiği tema olan yasak aşkı işleyen bu roman, başta Bihter olmak üzere kahramanlarının canlandırılışı ve roman tekniği açısından en olgun eserdir. Mai ve Siyah ’ta gerçekleştiremediği toplumsal ve siyasal eleştiri niyeti, Aşk-ı Memnu’da yoktur.

Aşk-ı Memnu, Türk romanını kahramanlarını tek boyutlu ele alan basit bir romancılık olmaktan kurtarmış,  romanda olaydan ziyade anlatımın önemli olduğunu   ortaya koymuştur.  “Roman dili, Halit Ziya’nın bu eseriyle düz bir anlatı dili olmaktan çıkmış, romanın ana gereci durumuna gelmiştir. Türk dili açısından yazarın tek kusuru, işlenmiş bir roman dili yaratırken Türkçenin değil, yeni Osmanlıcanın imkânlarından yararlanmasıdır.”

  ROMANIN KONUSU: 

Adnan Bey’in kendisinden yaşça küçük Bihter Hanım’la olan evliliği ve Adnan Bey’in genç yeğeni Behlül ile yengesi Bihter arasında yaşanan yasak aşktır.

Gözü yükseklerde genç bir kadın olan Bihter, Melih Bey takımından lükse ve Batılı yaşama düşkün bir kadın olan annesi Firdevs Hanım’ın da telkinleri ile orta yaşlarda bir adam olan Adnan Bey ile evlenir. Adnan Bey ve Bihter’in ilk başlarda mutlulukla devam eden evlilikleri, Bihter’in; Adnan Bey’in genç, yakışıklı ve çapkın yeğeni  Behlül'le gizli bir aşk yaşamaya başlaması, Adnan Bey’in aile hayatını ve mutluluğunu tehdit etmeye başlar.

 ROMANIN ANA FİKRİ:

Yasak bir aşk, bir ailenin yıkımına neden olabilir; gerçekleri zamanında fark etmek, sevdiklerinin daha fazla üzülmesini engeller.

  ROMANIN DÖNEMİ VE SOSYAL YAPI

Roman,  Tanzimat ve Servetifünün dönemlerinde 1890 yıllarındaki İstanbul’u anlatmaktadır. Batılı yaşama duyulan özentinin tavan yaptığı yıllarda yaşanmıştır. Birçok aile, evlerine yabancı mürebbiyeler tutmakta;  piyano çalmak,  Fransızca öğrenmek, hatta konuşmak, köpek gezdirmek, lüks giyinmek, eğlence mekânlarında dolaşmak amacını taşımaktadır. İstanbul’daki zenginler Batılı bir hayat özentisi içindedir.

Bu dönemin yazarları da Batı uygarlığına, özellikle Fransa’ya hayrandır.
                     (alıntı-edebiyat ve sanat akademisi)

 

MEHMET RAUF(1875-1931)

  • Halit Ziya’dan sonra Servetifünun yazarının ikinci ismidir.
  • Romantik aşkları, duyguları, hayalleri, kişilerin iç dünyalarını, hüzün, karamsarlık konularını işlemiştir.
  • Eserlerinde psikolojik tahlillere önem vermiştir.
  • Eserlerindeki kahramanlar aracılığıyla duygu ve düşüncelerini anlatmıştır.
  • Realizm ve natüralizmden etkilense de özlem, kadın, aşk, sevgi konularını işlediği için onda romantizmin de etkisi vardır.
  • Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı “Eylül”ü yazmıştır.
  • Mensur şiirler yazmıştır. (Siyah İnciler)

Eserleri

Roman: Eylül, Ferda-yı Garam, Genç Kız Kalbi, Karanfil ve Yasemin, Define, Böğürtlen, Halas, Kan Damlası, Son Yıldız.

Eylül: Süreyya Bey ve Suat Hanım beş yıldan beri evlidir. Süreyya'nın arkadaşı Necip aile dostlarıdır. Necip, Suat'a çok değer vermektedir. Bu değer veriş zamanla sevgiye dönüşür. Bu sevgi karşılıksız değildir. Ancak her ikisi de Süreyya’ya ihanet edebilecek yaradılışta değildir. Zamanla bu aşk şiddetlenir. Bir gün köşkte çıkan bir yangında Suat içeride kalır. Necip onu kurtarmak için evin içine girer ve her ikisi de yangında ölür.

Halas: Mütareke İzmir’inde başlayan roman millî kuvvetlere yardım etmek maksadıyla İstanbul'a gelen Nihat adlı genç bir subayın bireysel mücadelesini anlatır. Romanda, Millî Mücadele, tam anlamıyla bir fon görünümündedir; dolayısıyla roman, İzmir’in işgalini anlattığı ilk bölümleri dışında İstanbul merkezinde kalır. Romanı konusu itibariyle diğer romanlarından ayrı tutmak gerekir.

Genç Kız Kalbi: İzmir'de yaşayan Pervin; Batı musikisini bilen, piyano çalan, hassas ve eğitimli bir kızdır. Görücü usulüyle evlenmeye karşıdır. Tanıyıp seveceği bir erkekle evlenmek ister. İstanbul'da amcasının akrabası Mehmet Behiç adlı bir şairle tanışır. Aralarında bir yakınlaşma olur. İkili arasındaki durumdan şüphelenen amca, Mehmet Behiç’e Pervin'le ilgili niyetini sorar. Mehmet Behiç; Pervin’in güzel olduğunu ancak zengin olmayan biriyle evlenemeyeceği söyler. Cevabı amcasından öğrenen Pervin bir kere daha hayal kırıklığına uğrar ve ailesinin tavsiye ettiği kişiyle evlenmek üzere İzmir’e döner.

Öykü: Kadın İsterse, Âşıkane, Son Emel, Bir Aşkın Tarihi, İhtizar, Pervaneler Gibi, Menekşe, Hanımlar Arasında, Aşk Kadını, Eski Aşk Geceleri

Tiyatro: Sansar, Pençe, Cidal

HÜSEYİN CAHİT YALÇIN(1875-1957)

  • Yazı hayatına henüz lisedeyken başlayan Hüseyin Cahit, 1891'de ilk romanı Nadide'yi yayımladı. 1896’da Servetifünun topluluğuna girdi. Bu tarihten başlayarak makale, roman, hikaye ve eleştiriler yayımladı.
  • Eleştiri yazılarıyla tanınmıştır.
  • 1908'de Tevfik Fikret ve Hüseyin Kazım ile Tanîn gazetesini kurdu.
  • Fransızcadan çevirdiği ve Fransız İhtilali’ni konu alan “Edebiyat ve Hukuk” makalesi Servetifünun'da yayımlanınca dergi kapanmış ve Servetifünun edebiyatı sona ermiştir. 1908 yılına kadar yazı hayatına ara vermiştir.
  • 1910'da Kavgalarım isimli meşhur eserini yayımladı. Kavgalarım, yazarın Servetifünun edebiyatı için verdiği mücadelenin hikâyesi ile derginin sütunlarında yayımlanan makaleleri içermektedir.
  • Mütareke döneminde İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü (1919). Üç yıl kaldığı Malta'da vaktini ilmî eserler çevirmekle geçirdi. Sürgün sonrasında geldiği İstanbul'da Tanîn'i yayımlamaya devam etti. Tanin'de hükumete yönelttiği sert eleştiriler nedeniyle gazetesi kapatılarak Çorum'a sürüldü (1925).
  • Fransız ve İtalyan edebiyatından roman ve öyküler çeviren sanatçı, Malta’dayken çevirdiği çeşitli konulardaki bilim eserlerini “Oğlumun Kütüphanesi” başlığı altında yayımlamıştır.
  • Ahmet Mithat’a karşı(Dekadanlar) şiddetli kalem savaşı vermiştir.Atatürk’ün ölümüne kadar siyasetin dışında kalan Hüseyin Cahit Yalçın 1938'de siyasete döndü. Cumhuriyet Halk Partisi’nden Çankırı, İstanbul ve Kars milletvekili olarak görev yaptı (1939 -1954). 
  • Tanin ve Ulus gazetelerinde özellikle 1948’den sonra Demokrat Parti’ye karşı çok sert bir mücadeleye girişti ve Aralık 1954’te yetmiş dokuz yaşında iken üç buçuk ay hapis yattı.
  • Milletvekilliğine adaylığını koyduğu 1957 seçimlerine çok az bir süre kala 18 Ekim 1957’de zatürreden öldü.
  • Roman ve hikâyelerinde Arapça - Farsça sözcük ve tamlamalara pek yer vermeyen yazarın dili, topluluğun diğer sanatçılarına göre çok daha sadedir.

Eserleri:

Roman: 
Nadide(ilk romanıdır(1891). Ahmed Mithat Efendi'nin tesiriyle yazmıştır, teknik bakımdan zayıf bir cinayet romanıdır. Gençlik dönemine ait bu romandan sonra Fransızcasını geliştiren yazar, Fransız romanları okuyarak Ahmet Mithat etkisinden kurtulmuştur.

Hayal İçinde: Servetifünûn’da tefrika edilen roman, onun edebî eserleri arasında en değerlisi kabul edilir. Dönemin birçok eseri gibi hayal - hakikât çatışmasına dayanan roman, yazarın hayatından izler taşır. Eserde Nezih adlı yüksek ideallere sahip bir gencin İstanbul’da bir Rum kızına âşık oluşu sonucunda hayatın acı gerçekleriyle yüz yüze gelişi anlatılmaktadır. Nezih, Servetifünûncular gibi, realist bir roman ve hikâye yazarı olma idealini taşıyan ve bu tarzda birkaç eseri de yayımlanmış biri olarak sunulur.

Öykü: Hayat- ı Muhayyel, Niçin Aldatırlarmış, Hayat-ı Hakikiye Sahneleri

Eleştiri: Kavgalarım

Anı: Edebi Hatıralar, Siyasi Hatıralar.

AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU

  • 1896’da Servetifünûn edebiyatına katıldı.
  • İkinci Meşrutiyet’in ardından Türkçülük hareketinin önemli isimlerinden biri oldu.
  • Bu dönemde kurulan Türk Derneğinin üyeleri ve Türk Yurdu Cemiyetinin kurucuları arasında yer aldı. 
  • Özellikle hikâyeleriyle tanınmıştır, Türkçülük fikirleriyle ön plana çıkmış önemli bir sanatçıdır.
  • Topluluğun dağılmasından sonra bir süre suskun kalmış, 1908’den sonra milli edebiyat anlayışına uygun eserler yazmıştır.
  • Önceleri süslü bir dil kullanmış, sonraları sade dile yönelmiştir.
  • Servetifünuncular içinde sade dile bilinçli ilk yönelişi gerçekleştiren kişidir.
  • “Haristan ve Gülistan” hikâyesinde, kadın bulunmayan bir adayla sadece kadın bulunan bir adayı konu almış, mutluluğu bu iki adanın birleşmesinde görmüştür. 
  • Servetifünûn’da yayımlanan hikayelerini Hâristan ve Gülistan adlı kitabında bir araya getirmiştir. Bu dönem hikayelerinde dil, üslup ve tema bakımından genel olarak Servetifünun edebiyatına bağlıdır.  

  • “Çağlayanlar” örf, adet, din ve vatana sahip çıkmaya çağıran bir hikâyedir.

  • “Gönül Hanım”aşk olaylarıyla süslenmiş bir Türkçülük ideali anlatılmıştır. Macar, Tatar ve bir Türk'ten oluşan grubun köklerini araştırmak üzere Orhun Abidelerine doğru yaptıkları bir yolculuğu anlatmaktadır. 1920'de Tasvir-i Efkar'da yayımlanan roman, Turancılık düşüncesini ele almasıyla Türk edebiyatında bir ilktir.
  • Kadının sosyal hayatta daha çok yer alması gerektiğini düşünen Ahmet Hikmet, verdiği konferanslarda kadın haklarına değinerek bu konuya dikkat çekmek istemiştir. "Kadınlara Hürriyet", "Kadın Oyuncak Değildir" gibi yazılarında bu konulara değinen yazar, "Gönül Hanım" karakteri ile idealindeki aydın kadın tipini canlandırır.
SERVETİFÜNUN DÖNEMİ BAĞIMSIZ SANATÇILAR İÇİN TIKLAYINIZ!!!
Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ