![]()
ALİ KARAMAN
alikaraman1071@gmail.com
Köylü Halil Ağa ile Atatürk
25/08/2019 KÖYLÜ ULUSUN EFENDİSİ Atatürk'ün Köylü Halil Aga ile diyaloğu "Atatürk, Dinlenmek İçin Gittiği İstanbul'daki Florya Köşkünden, Yanında Yalnızca Şoförü ile Küçükçekmece'ye doğru giderken Tarlasında Sabanla Çift Süren Bir Çiftçi Görür. Çiftçinin Sabanında Koşulu Olan Öküzün Yanında, Şoförüne; - Arabayı Durdur, Der. Bezgin Bir Ses Tonuyla, - Merkeple Öküzün Yan Yana Koşulmayacağını Bilmiyom mu Sanıyon Bey. Sen Bunu Bana mı Söylüyon? - Kime Söylemeliyim Ağa? - He ya! Benim Öküzün Eşi Sizin Gibi Beylerin Sofrasına çoktan et olmuştur Bey. Alışkanlığı Gereği Kızdığı Zaman Kaşlarını Çatmaktadır. Onun Bu Halini Gören Köylü, - Bana Niye Kaş Çatıyon Bey. Yalan Söylediğimi mi Sanıyon? Sana Ne Söylediysem Hepsi Doğru. Ben Küçükçekmece Köyündenim. Muhtara Sor İstersen. Başbakan İsmet Paşa'ya şu telgrafı çeker. -" Derhal Heyeti Vekileyi (Bakanlar Kurulu'nu) topla, İstanbul'a gel." Başbakan başkanlığında Bakanlar Kurulu Florya köşküne gelirler. Atatürk, şoförünü köylüyü alıp gelmesi için yollamıştır. Arabanın içinde sıra sıra dizilmiş Jandarmaların arasından Florya Köşküne gelen köylü "Eyvah ben ne yaptım" diye için için dövünmektedir. Kendisini kapıda karşılayan şık giyimli bir beyefendi nazik bir sesle " beni takip edin efendim" deyince içi biraz ferahlasa da çok korkmuştur. Adamı takip ederek büyük bir toplantı salonuna girerler. Salon kalabalıktır. Gözleri karamış, ayakları bedenini taşımakta zorlanmaktadır. Heyecandan kalbi fırlayacak gibidir. Diyen Atatürk, sağ tarafında, yanında ayırdığı boş sandalyeyi eliyle işaret etmektedir. Köylü, zorlanarak yürür ve yığılırcasına sandalyeye oturur. Durumunu anlayan Atatürk, Korkacak hiç bir şey yok. Köylünün soluklanmasını ve rahatlamasını bekleyen Atatürk, bir müddet sonra, - Seni buraya niye çağırdım biliyor musun ağa? - Dün bana anlattıklarını, bu gün burada anlatmanı istiyorum. Ama; bir tek kelimesini dahi atlamadan, eksiksiz olarak anlatmanı istiyorum. Haydi başla, seni dinliyoruz. Köylünün konuşması bitince Atatürk, masada oturanları tek/tek tanıtır. Kendisinin de Gazi olduğunu söyler. Sonra ayağa kalkar. Elini masaya sertçe vurarak, öfkeli bir sesle; Ben çiftçinin tohumluk buğdayını sattıran yasa istemiyorum. Ben çiftçinin tarım aletini, sağımlık hayvanını sattıran yasa istemiyorum. Ankara'ya dönecek ve bu işi hemen halledeceksiniz. İcra İflas Kanunu Madde 82/4.: Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez..."
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
VEDAT TÜRKALİ - 01/12/2019 |
PİRHASAN" NEDEN "TÜRKALİ" OLDU VE 70 YILLIK ŞİİRİN BÜYÜK SIRRI... |