1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet “Garip” adlı ortak bir kitap yayımladılar. Şiirle ilgili görüşlerini bu yapıtın ön sözünde “yerleşik şiir anlayışına meydan okuduklarını” açıkladılar.
Kitabın ön sözü Orhan Veli tarafından yazılmış ancak bu ön söz, topluluğun ortak görüşü olduğundan imzasız yayımlanmıştır.
Şiire getirdikleri yenilikler nedeniyle” I. Yeni” olarak anılmıştır.
1950’de Orhan Veli’nin beklenmedik ölümüyle sona ermiştir.
ÖZELLİKLERİ
Geleneksel şiire, şiirde kalıplaşmış kurallara, şiirde duyguya ve anlamsızlığa, anlam ve söz sanatlarına, imgeye, kapalı söyleyişlere, şairaneliğe, ölçü, uyak, dörtlüğe karşı çıktılar.
Şiiri biçimsel özelliklerden kurtarıp anlamı ön plana çıkardılar.
Serbest ölçüyle uyaksız şiir yazdılar.
Süslü, sanatlı, mecazlı, şairane söyleyişten uzak kaldılar.
Şiiri, sırandan insanların anlayabileceği açıklık ve basitliğe indirgediler.
Şiirde o döneme kadar işlenmemiş konuları ele aldılar.
Günlük hayatı, yaşama sevincini, basit konuları, sıradan/küçük insanlar işlediler.
Toplumsal aksaklıkları mizahi, nükteli bir dille aktardılar.
Günlük konuşma dilini, halk söyleyişlerini şiire uyguladılar.
Espriye, şaşırtmaya, nükteye dayalı bir anlayış benimsediler.
Duyguya değil, akla önem verdiler.
Şiirin resim, musiki gibi diğer sanatlarla iç içe girmesine karşı çıktılar.
İdeolojik ve politik söylemlere, memleket sorunlarına yer vermediler.
Sürrealizm ve Dadaizm akımlarından etkilendiler.
Şiire özgü bir sözcük kadrosunun olmadığını “nasır”dan “lağım”a her sözcüğün şiirde yer alabileceğini savundular.
GARİPÇİLER
ORHAN VELİ KANIK(1914-1950)
Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcu ile ortaokul ve lise yıllarında başlayan arkadaşlıkları ömür boyu sürmüştür.
1941’de Melih Cevdet ve Oktay Rıfat’la birlikte Garip Hareketi’ni başlatmış ve bu hareketin öncüsü olmuştur.
Geleneksel şiir anlayışına karşı çıkmış, şiiri biçimsel bağlardan kurtararak ölçüsüz, uyaksız şiirler yazmıştır.
Şairane söyleyişten, basmakalıp benzetmelerden ve söz sanatlarından kaçınmış; şiiri daha basit ve kısa bir forma dönüştürmüştür.
Orta sınıf insanın küçük sorunlarını ön plana çıkarmış, sıradan insanları, günlük yaşamı ele almıştır.
Yergi, nükte, mizah ve şaşırtmaya dayalı şiirler yazmıştır.
Şiirlerinde günlük konuşma dilini kullanmıştır.
Akıma adını veren GARİP kitabının ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini anlatan sanatçı; ölçü ve uyağın şiiri yozlaştırdığını, şiirin insanın beş duyusuna değil beynine seslenen bir söz sanatı olduğunu, şiirin toplumun geneline seslenmesi gerektiğini belirtmiştir.
İstanbul’u Dinliyorum ve Anlatamıyorum gibi lirik şiirleriyle büyük beğeni kazanmıştır.
Kitabe-Seng-i
1947’de Yaprak dergisini çıkarmıştır.
La Fontaine’den çeviriler yapmış, Nasrettin Hoca fıkralarını manzumlaştırmıştır.
ESERLERİ:
ŞİİR: Garip, Vazgeçemediğim, Yenisi, Karşı, Destan Gibi
Düzyazı: Sanat ve Edebiyatımız, Bindiğimiz Dal
MELİH CEVDET ANDAY(1905-2002)
Orhan Veli ve Oktay Rıfat’la birlikte Garip akımının kurucularındandır.
İlk şiirlerini Garip hareketinin çizgisinde yazmıştır.
1950’de Orhan Veli’nin ölümüyle Garip hareketi son bulmuş, bundan sonraki şiirlerinde duygudan çok akla, düşünceye ve gelecek güzel günlerin özlemine yer vermiştir.
1954’ten sonra toplumsal gerçekçi ve kavgacı şiire yönelmiş, Telgrafhane ve Yan Yana kitaplarındaki şiirlerinde toplum ve insani değerleri savunmuştur.
1960 sonrası şiirlerinde “Kolları Bağlı Odysseus” şiirinden başlayarak Eski Yunan ve Doğu kültürüne ait mitolojik unsurlara yer vermiştir.
Şiirlerinde yalın; düzyazılarında özlü, esprili ve şiirsel bir dil kullanmıştır.
ESERLERİ:
ŞİİR:
Garip (1941, Orhan Veli ve Oktay Rifat'la birlikte)
1978 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü (Sözcükler ile)
1981 İş Bankası Büyük Ödülü (Ölümsüzlük Ardında Gılgamış ile)
1984 Enka Sanat Ödülleri (Mansiyon - Ölümsüzler ile)
1991 TÜYAP Onur Ödülü
2000 Aydın Doğan Vakfı Şiir Ödülü
OKTAY RIFAT HOROZCU(1914-1988)
İlk şiiri 1936'da Varlık dergisinde yayımlandı. Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday ile Varlık dergisinde başlattıkları atılım "Garip" adı verilen şiir akımının doğmasına neden oldu.
İlk şiirlerinde, diğer arkadaşları gibi, kentte yaşayan insanların günlük yaşamlarını işledi. Etkileyici gücünü şaşırtıcı buluşlardan, alay ve yergiden alan, dili yalın, 4-5 dizelik şiirler yazdı.
1944'ten sonra Aile, Yaprak, Yeditepe, Yeni Dergi gibi dergilerde yayınlanan şiirleriyle etkili oldu.
"Yaşayıp Ölmek ve Avarelik Üstüne Şiirler" kitabında bir yandan Garip çizgisini sürdürürken bir yandan geleneksel biçimler denedi. Yarım ve tam uyaklar kullandığı bu dönem şiirlerinde halk şiiri geleneğini geliştirmeye çalıştı.
Şiirinin üçüncü evresinde toplumsal sorunları konu alan şiirlere ağırlık verdi. Halk deyişlerinden yararlanarak alaya, yergiye dayalı şiirler yazdı. "Aşağı Yukarı" ve "Karga ile Tilki" kitaplarında özgün bir söyleyişe ulaştı.
1960'lara doğru giderek soyutlaşan bir şiire yöneldi. Yoğun düşünce ve duyarlılıkla geleneksel ölçülere benzer biçimlerde işlenmiş ürünler verdi. İkinci Yeni anlayışına yaklaşmıştır. “Perçemli Sokak” kitabındaki şiirleri bu özellikleri yansıtmaktadır.
Çağdaş sanatın gelişmelerini ve sorunlarını ele alan yazılar, şiir çevirileri, oyunlar ve oyun çevirileri yayımladı.