TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI(1923-…)

1911 yılında Genç Kalemler dergisiyle başlayan edebiyatta yerlileşme ve millileşme anlayışı, Cumhuriyet’in ilanıyla bütün edebiyatımıza damgasını vurmuştur. Köklü bir değişim yaşayan Türk insanı bir yandan milli değerlerine sahip çıkmaya çalışmış bir yandan da Batı medeniyetine ayak uydurmaya çalışmıştır. Bu durum her alanda olduğu gibi edebiyatta da kendini göstermiştir.

Atatürk inkılaplarıyla sosyal ve kültürel yapının yanı sıra sanat ve edebiyat dünyasında da önemli değişmeler, gelişmeler yaşanmıştır. Harf İnkılabı, Medeni Kanun’un kabulü, yeni okulların açılması gibi doğrudan toplumsal yaşama yönelik yenilikler; edebiyatın da Anadolu’ya ve halka yönelişini hızlandırmış, bu bağlamda, yazılan eserler Cumhuriyet’in sosyal ve kültürel yapısını yansıtmıştır.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı 1923-1940 Dönemi ve 1940 Sonrası Dönem olarak iki başlıkta incelenebilir:

1. 1923-1940 DÖNEMİ

  • Milli edebiyat etkisi devam eder.
  • Bu dönemde eser verenlerin çoğu Milli Edebiyat Dönemi’nde eser vermiş sanatçılardır.
  • Milli Mücadele ve etkileri eserlere konu edilmiştir.
  • “Memleket Edebiyatı” anlayışıyla Anadolu’ya yönelim yoğunlaşmıştır.
  • Manevi değerlerin ön planda tutulduğu mistik-ruhçu bir anlayış ön plana çıkmış; şiirde Necip Fazıl, romanda ise Peyami Safa bu anlayışa öncülük etmiştir.
  • Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı Cumhuriyet Dönemi’nde de eser vermeye devam etmişlerdir. Bu sanatçılar memleket edebiyatı anlayışından uzak kalmışlar ve aruz ölçüsüyle şiirler yazmışlardır.
  • Öz şiir anlayışıyla bireysel ve lirik konulara ağırlık veren Yedi Meşaleciler bu dönemde ortaya çıkmıştır. (Yedi Meşaleciler, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk edebi topluluğudur.)
  • Bu dönem sanatçıları sade, anlaşılır bir dille “öz Türkçecilik” anlayışıyla eser vermeye özen göstermişlerdir.

2. 1940 SONRASI DÖNEM

  • Anadolu’ya açılma eğilimi daha da yaygınlaşmıştır. Anadolu köy ve kasaba gibi her köşe bucağıyla eserlere konu olmuştur.
  • Anadolu’daki eğitim kurumlarında yetişen sanatçılar, içinde yaşadıkları toplumun sefaletini, geri kalmışlığını, sorunlarını eserlere aktarmışlardır.

Bu sorunların başında; köyden şehre göç, bu göçün yarattığı gecekondu-varoş hayatı ve köylü-kentli çatışması, tarımda makineleşmenin doğurduğu toprak kavgaları, sanayileşmenin yarattığı işçi-patron ilişkileri yer alır.

  • İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan sosyal bunalımlar, bazı aydınların Batı uygarlığına yönelmelerine sebep olur. Milli ve manevi değerlerle ilişkisi zayıflayan nesiller, karamsarlığa düşünce aydın-halk kopukluğu başlar. Bütün bu gelişmeler edebiyatı da etkilemiştir.
  • Bu dönemde birçok sanatçı, Batılı realist ve natüralistleri özellikle “toplumcu gerçekçilik” akımını örnek almıştır.
  • Roman ve hikâyede “toplumcu gerçekçi”, “psikolojik” , “modern” eğilimlerin olduğu eserler verilmiştir.
  • Bu dönem şiirinde ölçü, uyak, bent gibi biçimsel unsurlar kırılmış; serbest şiir yazma eğilimi büyük ilgi görmüştür.
  • Şiirde belirgin bir anlayış hâkim olmamış. Birinci Yeniciler, İkinci Yeniciler, Serbest Nazım ve Toplumcu Şairler gibi çeşitli şiir eğilimleri ortaya çıkmıştır. Bu eğilimlere bağlı olmayıp bağımsız yazan birçok şair de olmuştur.

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI’NIN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle başlayan dönemdir.
  • Cumhuriyet’in ilk yıllarında memleketçilik sanat anlayışı hâkimdir.( Memleket edebiyatı olarak bilinen anlayışta; mili edebiyat geleneğinden yararlanmak, edebiyatı İstanbul dışına çıkarmak, konuşma dilinin doğallığını ve canlılığını yansıtmak, tarihimizin ve halkımızın gerçeklerini yansıtmak ilkeleri benimsenmiştir.)
  • Türk halkının her kesimi ve Anadolu edebiyata girmiştir, Milli edebiyatla başlayan Anadolu’ya ve halka açılma ilkeleri bu dönemde ana ilkeler olmuştur.
  • Edebiyatta gerçeklik daha da önem kazanmıştır.
  • Edebiyatın birçok farklı türünde (tiyatro, makale, anı, deneme, roman, hikâye, günlük…) başarılı örnekler verilmiştir.
  • Edebiyatımızda ilk defa varoluşçuluk, sürrealizm, fütürizm gibi akımlar da eserlerde görülmeye başlanır.
  • Yazı dili ile konuşma dili arasındaki fark kesin olarak ortadan kalkar. Dilde sadeleşme başarıya ulaşır.
  • Yeni Türk alfabesinin kabulü, okuma oranının artması bu dönem verilen eserlerin halk tarafından anlaşılması sağlanmıştır.
  • Sanatçılar Atatürk devrimlerini yorumlamış, savunmuş, açıklamış, halka tanıtmaya çalışmıştır.
  • Atatürk, Atatürk devrimleri, Türk tarihi sıkça işlenen konulardandır.
  • Diğer dönemlerden farklı olarak her kesimden sanatçının çıktığı bir dönemdir. (Yaşam standartlarının yüksek olduğu kişilerin yanında maddi imkânsızlıklarla savaşan, hayatının belli dönemlerinde büyük sorunlarla savaşmış insanlar sanatçı olarak eser vermişlerdir.)
  • Edebiyat tarihimizin topluluklar ve çeşitli edebi gruplar açısından en zengin dönemidir.
  • Milli edebiyat döneminde eser veren bazı sanatçılar, bu dönemde eser vermeye devam etmiştir.
  • İlk defa Atatürk devrimleri, Cumhuriyet rejiminin özellikleri gibi konular işlenmiştir. 1940’lı yıllarda sonra bireyselliğin ön plana çıktığı çeşitli anlayışlar da görülmüştür.
  • Bu dönem siyasi dalgalanmalardan etkilenen bir sanat anlayışının da yoğun örneklerinin verildiği bir dönemdir. Yapılan darbeler, siyasi oluşumlar, teknolojinin ilerlemesi, fabrikaların çoğalması ile ortaya çıkan göç olgusunun doğurduğu köylü- kentli çatışmaları bu dönem edebiyatını her yönüyle etkilemiştir.
  • Doğu ve Batı edebiyatlarının klasik eserleri Türkçeye çevrilmiştir.
  • Psikoloji ve psikiyatri alanlarında yapılan bilimsel çalışmalardan yararlanılmıştır.
  • Aruz ölçüsü birkaç şair(Yahya Kemal, Mehmet Akif…) tarafından kullanılmış, ağırlık olarak hece ölçüsü kullanışmış ve sonraki dönemlerde serbest şiirler yazılmıştır.
  • 1960’tan sonra edebiyat belli düşüncelerin sözcülüğünü yapan bir özelliğe bürünmüştür. Şiirde sınıf ayrımları, kentleşme problemleri, köylü-kentli çatışması özellikle işlenen konular olmuştur.
  • 1980 sonrasında özellikle şiirde daha çok bireysel duygular dile getirilmiştir.
  • Hikâyede Çehov Tarzı hikâyelerin örnekleri verilmiştir. Sosyal ve siyasi konular yanında bireysel temalara da yer verilmiştir.
  • Tiyatro büyük bir gelişme göstermiş, tiyatro aracılığıyla toplumu eğitme amacı görülür. Konular günlük hayattan, tarihten ve mitolojiden alınır.
  • Romanda Anadolu’ya yönelme büyük bir hız kazanmış, Anadolu köylüsünün sorunları dile getirilmiştir.

 COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİN(ŞİİR) İÇİN TIKLAYINIZ!!!

İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ