TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

EDAT(İLGEÇ)

EDAT(İLGEÇ)

Tek başlarına anlamı olmayan ve kullanılmayan ancak genellikle kendinden önceki sözcükle anlam ilişkisi kuran, kurdukları bu anlam ilişkisine göre görev üstlenen sözcüklerdir.

Başlıca edatlar: gibi, -e kadar, sanki, için, ile, dolayı, ötürü, -den beri, -e doğru, üzere, -e karşı, -e karşın, -e dek, -e değin, ancak, yalnız, mi…

“GİBİ” EDATI

İnci gibi dişlere sahipti.( benzerlik)

Yatağa girdiği gibi uyumuş. (hemen, o anda)

Saat beş gibi gelecekmiş.(yaklaşıklık)

“KADAR” EDATI

Çocuğun şiirleri kadar öyküleri de başarılıdır.(benzerlik)

Elimden geldiği kadar yapmaya çalıştım. (miktar-nicelik)

“GÖRE” EDATI

Trafik kurallarına göre bu şoförün ceza alması gerekir. (gereği)

Sana göre biri değilmiş. (uygun)

Bana göre bu öğrenci yüksek bir puan alacak. (bence)

“İLE” EDATI

Ödemeyi kartla yapacakmış. (araç)

Sinemaya abisiyle gidecekmiş.(birliktelik)

NOT: “VE” anlamında kullanıldığında bağlaç olur.

Dışarı çıkarken şapkanla gözlüğünü unutma.( “ ve” yerine kullanıldığından bağlaç.)

“YANIZ” EDATI

  • “sadece, tek” anlarında kullanıldığında EDAT,
  • “ama, fakat” anlarında kullanıldığında BAĞLAÇ,
  • Fiili nitelediğinde ZARF,
  • İsmi nitelediğinde SIFAT,
  • Ek fiil alıp yüklem olduğunda İSİM olur.

Büyük işleri yalnız büyük insanlar yapar. (sadece- edat)

Yeryüzünde sizler kadar yalnızım. (isim)

Bu koca evde yalnız yaşıyor.(zarf)

Dediğin yere geldim yalnız kimseyi bulamadım.(bağlaç)

Ovadaki yalnız ağaç kurumak üzeredir.(sıfat)

“ANCAK” EDATI

Bu tür durumlarda ne yapılacağını sadece sen bilirsin.

NOT: “ama, fakat” anlamlarında kullanıldığında bağlaç olur.

“DOĞRU” EDATI

Sabaha doğru korkuyla uyandım.(zaman)

Denize doğru oturup sohbet ettik.(yer-yön)

NOT: Farklı görevlerde kullanılabilir.

Doğru söz(sıfat)

Doğru söylüyor.(zarf)

Verdiği cevaplar doruydu. (isim)

“KARŞI” EDATI

Eve sabaha karşı gelebildik. (zaman)

Dereye karşı oturup kahve içtik.(yer-yön)

ÖRNEKLER:

İstanbul’a kadar yalnız onu görmeye geldim. (Sadece = Edat)

İstanbul’a kadar geldim; yalnız sen görüşmek istemedin. (Ama, fakat = Bağlaç)

İstanbul’a kadar yalnız geldim. (Nasıl geldim? Yalnız = Zarf)

İstanbul’a yalnız bir hayat sürmeye geldim. (Nasıl hayat? Yalnız = Sıfat)

 

  • NOT: “Bir ve tek” kelimeleri de sıfat ve zarf görevlerinde kullanılabilir. Bunlar da “sadece” anlamını taşıdıkları takdirde edat olur.

ÖRNEKLER:

Tatile tek onunla giderim. (Sadece = Edat)

Tek kişilik odada kalmak istediğini söyledi. (Sıfat)

Gece vakti sokağa tek çıkmaktan korkmuyordu. (Fiilimsiyi niteleyen zarf)

Bir saatte iki kilometre yol alamadık. (Sıfat)

Yaptıklarını bir bir söyledi. (Nasıl söyledi? Bir bir = zarf)

Edatların Özellikleri

1-Bir edat, bir adla öbekleşerek sıfat ya da zarf görevi yapabilir.

Aslan gibi delikanlı, baksanıza…

(İsim)(edat)

(Sıfat öbeği)

Sabahtan beri sizi bekliyorum.
(İsim)   (edat)
(zarf öbeği)

El kadar ekmek istedi.
(Sıfat öbeği)

Karınca gibi çalışıyor
(zarf öbeği)

 

2-Edatlar iyelik eki aldıklarında ad olur.

kadarını herkes biliyor

Bunun gibisini bulamazsınız.

 

3-Edatlar tek başlarına ya da başka sözcüklerle öbekleşerek  nesne, tümleç, yüklem göreviyle kullanılabilir.

Yaşlı kadın çocuk gibi ağlıyordu (Zarf Tümleci)

Denize bakan evler gibiydik seninle. (Yüklem
 

4-Edatlar cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında daralma veya bozulma meydana gelir. Bağlaçlardan ayrılan önemli bir özelliği budur. Bağlaçlar cümleden çıkarıldığında anlamda bozulma meydana gelmeyen sözcüklerdir.

5-Bazen isim tamlamasında tamlama unsurundan biri olabilir

Onun kadarını kimse görmemiştir. (Tamlanan)

 

6-“Yalnız, ancak, karşı” gibi bazı edatlar başka sözcük türleri olarak da kullanılabilirler. Bu sözcüklerin türünü belirlemek için cümlede kazandıkları anlamlara bakmak gerekir.

O kitap yalnız bende var. (Edat)

Yıllardan beri yalnız yaşıyor. (Zarf)

Gelsin yalnız kardeşini getirmesin. (Bağlaç)

İşimiz sabaha ancak biter. (Zarf

Karşı kaldırımda bekliyordum. (Sıfat)


"BAĞLAÇ" KONU ANLATIMI İÇİN TIKLAYINIZ!!!


Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ