TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KAYNAK SİTESİ

Edebiyat'a dair her şey alikaramanhoca.com 'da

Üyelik Girişi
KAHRAMAN KADINLARIMIZ
TÜRK BASINININ TARİHSEL GELİŞİMİ
EDEBİYAT KONU ANLATIM VE SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI
TYT-AYT ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
SINIFLARA GÖRE DERS NOTLARI
TÜRKÇE (DİL VE ANLAM BİLGİSİ)

TİYATRO TERİMLERİ

TİYATRO TERİMLERİ

Adaptasyon:
 Yabancı dilde yazılmış bir eseri, yerli isimlerle yaşama uydurma yoluyla çevirme, uyarlama.

Aktör: Erkek tiyatro sanatçısıdır.

Aktrist: Kadın tiyatro sanatçısına denir.

Antik Tiyatro: Eski Yunan-Latin tiyatrosuna verilen isimdir.

Bale: Çeşitli dans ve ritmik hareketlerle anlatılan müzikli, sözsüz gösteri türüdür.

Dekor: Tiyatroda sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın genel adıdır.

Diyalog: İki kişi arasındaki karşılıklı konuşmadır. Aynı zamanda konuşmaya dayanılarak yazılmış eserdir.

Doğaçlama: Oyuncunun, konuya bağlı fakat metne bağlı kalmadan içinden geldiği gibi konuşması ve davranmasıdır.

Dramatize etmek: Bir olayı, duygu ve düşünceyi canlandırarak anlatmaktır. Bir edebi eseri radyo, televizyon veya sahne oyunu haline getirmektir.

Dublaj: Tiyatroda yahut sinemada oyuncunun rolüne hazır olmasıdır. Yabancı dille yazılmış bir eserin yerli dile çevrilmesi, oynanmasına da denir.

Dublör: Özellikle tehlike sahnelerde bir oyununcunun yerine oynayabilecek yedek oyuncu.

Entrik Unsur: Olayların seyircide, okuyucuda merak uyandıracak biçimde birbirine karışmasıdır.

Epizot: Trajedinin ögelerini oluşturan diyalog bölümlerinden her birine denir. Asıl olaya karışan ikinci derecede önemli olay.

Fars: Toplumsal aksaklıklara yer veren kaba ve ahlaklı halk komedisidir.

Fasıl: Karagöz ve orta oyununda asıl olayın geçtiği bölüm. Tiyatroda perde karşılığı kullanılır.

Feeri: Doğaüstü olayları muhteşem olaylar arasında gösteren cinlerin, perilerin rol aldığı tiyatro eseri. Masalın tiyatroya konmuş şeklidir.

Figüran: Tiyatroda konuşması ya hiç olmayan ya da çok az olan rollere çıkan kimseye denir.

Fuaye: Tiyatro salonlarında perde aralarında oyuncuların ve seyircilerin dinlenmesi için ayrılan yer.

Jest: Tiyatro sahnesinde sanatçıların el, kol vb. beden hareketlerine denir.

Kabare: Güncel konuları iğneleyici, taşlayıcı bir biçimde ele alan skeçlerin oynandığı, monologların, şarkıların ve şiirlerin söylendiği küçük tiyatro.

Kanto: Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteridir.

Kondüit: Tiyatro oyunlarında, rol sırası gelenlere sahneye çıkmalarını hatırlatan kişi.

Koro: Eski Yunan tiyatrosunda veya günümüz sahne oyunlarında gerektiği zaman hayvanların, ağaçların ya da başka varlıkların yerine sembol olarak kullanılan kadınlı erkekli şarkıcı grubu.

Kostüm: Sinema ve tiyatroda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adı.

Kulis: Tiyatroda, sahnenin arkasında bulunan kısım, sahne arkası.

Kurgu: Bir eserin, dil, biçim ve içerik olarak farklı ya da aynı cinsten parçalarını bir araya getirme.

Melodram: Modern tiyatroda korkunç, acıklı, olağanüstü konular etrafında yazılan gerilimli sahneler içeren duygusal oyun.

Mimik: Bir duygu ve düşüncenin kaş, göz, ağız, yüz hareketleriyle anlatılması.

Mizansen: Bir tiyatro eserinin sahneye konması, sahneye göre düzenlenip yorumlanması.

Monolog: Tek kişinin konuşması. Tek kişilik taklitli bir komedyen türü.

Muhavere: Konuşma, tiyatro, hikâye, roman, fabl, röportaj vb. türlerde kahramanların konuşmaları.

Opera: Müzik eşliğinde söylenen şarkılı oyunlardır.

Operet: Eğlenceli konular üzerine yazılıp bestelenmiş tiyatro eseridir. Müziksiz kısım müziklerden çoktur.

Pandomim: Romalılarca ortaya atılan jest ve mimiklerle sergilenen sözsüz oyun.

Perde: Tiyatro eserinin bölümlerinin her biridir.

Reji: Oyunları sahneye koyma ve yönetme işine denir.

Rejisör: Tiyatro ve sinema oyunlarında oyuncuların rollerini dağıtıp oyunu düzenleyen sanatçı, yönetmen.

Replik: Sahne oyunlarında konuşanların birbirlerine söyledikleri sözlerin her birisi.

Revü: Operetin haha hafif fakat hiciv, alay, tenkit dolu türüdür.

Rol: Sahne sanatlarında oyuncuların gerçek kişileri sahnede canlandırması.

Sahne: 1. Eserin oynandığı yer. 2. Perdelerin içinde kişilerin oyuna girip çıkmalarıyla oluşan küçük bölümler.

Senaryo: Tiyatro eserlerinin sahnelerini ve akışını gösteren yazılı metin.

Skeç: Genellikle bir nükteyle son bulan, az kişili ve yalın şakacı bir içeriği barındıran kısa kısa oyunlardır.

Suflör: Tiyatroda, kuliste bulunarak oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan yardımcı.

Temaşa: Tiyatro, oyun, temsil, piyes.

Tirat: Oyuncunun uzun, coşkulu, kesintisiz konuşma.

Tuluat: Yazılı metne dayanmayan, hazırlıksız olarak sahnede akla gelen sözlerle oynanan oyun.

Vodvil: Bir çeşit komedi, türkülü tiyatro.


Yorumlar - Yorum Yaz
İSLAMİ DÖNEM İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ